PROFESYONEL PATRONLARIN BAŞARI SIRLARI
Hayatta başarılı olmak istiyorsak, başarıyı yakalamış şahıs ve kuruluşların başarı sırlarını öğrenmeliyiz ve uygulamalıyız. Şuurlu bir insan Amerika’yı yeniden keşfetmek istemez. Profesyonel işadamı 21. yüzyılda, geçen yüzyıldaki büyük şirketlerin yerlerini “girişimcilik ruhu” taşıyan şirketlere bırakacağını bilir ve adımlarını buna göre atar. “Ya herkesin yaptığı bir işi hiç kimsenin yapmadığı kadar iyi yapın, ya da hiç kimsenin akıl edemediği işleri bulup yapın.Yani asıl önemli olan başkalarının göremediği şeyi görmek…
Profesyonel işadamlarına bakıldığında uzun süreli küçük işlere teşebbüs etmediği, imaj silahını iyi kullandığı ve bu istikamette planlı reklam kampanyaları uyguladığı, potansiyel müşteri profilini çıkarıp ona göre davrandığı, kişilere dayalı değil sisteme dayalı bir işletme kurma gayretinde olduğu gözlemlenmektedir. Müşteriniz hakkında bir şeyler bilmek, ürününüz hakkında her şeyi bilmek kadar önemlidir. Büyük şirket olabilmek için önce büyük şirketmiş gibi çalışmak gerekir. Çünkü IBM’deki her gün iş yapmaya değil, işi geliştirmeye adanmış bir gündür. Hiçbir şey zor değildir, yalnız onu ufak parçalara bölmeyi bilmeliyiz.
Profesyonel patronlar “Toplam Kalite Yönetimi” felsefesini ve müşteri memnuniyeti anlayışını benimserler, insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederler. İtibar 30 yılda kazanılır, bir yılda kaybedilir. İş tatmini ve çalışanların verimliliğini azamiye çıkarmak, üstün başarıyı sağlayabilmek için katılımcılığa bilhassa önem vermek gerekir; çünkü sadece sermaye gücüyle ayakta kalınabileceğine inananlar başarısızlığa mahkumdurlar. Bir müessesedeki insanları en etkili ve verimli seviyeye yükseltmenin birinci anahtarı “katılım ve yetkilendirme”dir. Sermaye ne kadar önemliyse, eleman yetiştirmek de o kadar önemlidir.
Uluslararası areneda başarılı olmak için müthiş rekabet ortamında “insan”dan sonra “teknolji”ye büyük önem vermek gerekir.Uluslararası pazarda rekabet etmenin yegane şartı, teknoloji üretmektir. Halbuki bugün Türkiye’de Araştırma-Geliştirme(Ar-Ge) faaliyetleri en az iltifat gören alandır.Yabancı büyük şirketlerde meslek içi eğitim yılda 150-200 saat civarındayken, Türkiye’de yalnızca 5-10 dolayındadır.
Profesyonel işadamları insanları tenkit etmenin hata yapmaktan daha kötü olduğuna inanırlar, çünkü tenkit, çalışanın içindeki üretkenlik kapasitesini yok eder. İnsanların çalışma zevkini hiçbir şey üstleri tarafından hor görülme ve hoşgörüsüz yaklaşım kadar söndüremez. Profesyonel patronlar profesyonel yönetimden yanadır ve her işi kendisi yapmaya çalışmaz, onun için netice önemlidir.
Profesyonel patronlar yatırım yaparken talebi iyi araştırırlar ve tüketici tercihlerine hitap ederler.Ürün çeşidine giderek alternatif meydana getirirler. Büyük şirketlerin çoğu, arsaya yatırım yapar, stok yapmaya yönelik bir yatırımı zarar olarak değerlendirir ve ortaklaşa yatırıma mümkün mertebe girmemeye dikkat ederler.
Profesyonel patronlar başarılı olmadaki stratejileri şöyle sıralamışlardır: Başarılı olan kişiler kendi alanında uzman ya da bilgi sahibi olan, kendine güvenen, işbitirici, lider, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilen, tam doğru yada tam yanlışın olmadığını bilen, farklı ve orijinal olan, kendini tanıyan, insanlarla beraber hareket eden kişilerdir. Büyük yatırım ve başarılara imza atan patronların en karakteristik özelliklerinin başında “iş bitirici” olmaları gelir. İş bitirmenin en kestirme yolu kabul edilen taktikse şudur: Projeyi karşı tarafa en iyi şekilde anlatmak
Amerika’da dünyanın en büyük demir çelik tesislerini kuran Andrew Carnegie, mezar taşına şunları yazdırmıştır:“Burada kendinden çok daha akıllı insanları etrafında toplayarak başarıya ulaşmış basit bir insan yatıyor.”
Büyük patronların en önemli özelliklerinden birisi de girecekleri pazar durumunu çok iyi değerlendiriyorlar,pazara girmekten çekinmiyorlar, ”unutulmuş” veya boş sektörlere, alanlara yatırım yapıyorlar ve markalaşmaya önem veriyorlar. Herkesin yatırım yaptığı alanlara girmeyip boşluklardan faydalanan ve yeni bir pazar meydana getiren cesur bir girişimciyseniz büyümeniz için hiçbir sebep kalmıyor. Yeni bir işe girmeden önce konuyu iyice incelemek ve o işten anlayan bir veya birkaç kişiyi yanına alarak birlikte çalışmak, başarılı olmanın başta gelen şartıdır. Büyük patronlar yatırımdan kazandıklarını tekrar yatırıma dönüştürüyorlar. Kendi içlerinde modernizasyona giderek devamlı kendilerini yeniliyorlar. Başarılı olmadıkları işi vakit kaybetmeden değiştirmeyi biliyorlar, borçlanmadan büyümeyi esas alıyorlar.
Profesyonel patronların ürünlerini daha fazla satabilmelerinin en önemli sırrı, sattıkları malın işe yaramasına değil, aranan mal olmasına dikkat ediyorlar. İmaj oluşturmak büyük şirketler için hayati derecede önemlidir. Büyük patronlar, kurmuş oldukları vakıfların ve sosyal sorumluluk adına yaptıkları davranışların uzun vadede kendilerine geri döneceklerini bilen kişilerdir. Müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati için işler öngörülen tarihten önce bitirilmeli ve şartnamade öngörülen kalitede yapılmalıdır.
Zekayla akıllığı birarada hayatına hakim kılan Microsoft mucidi ve patronu Gates’e her fırsatta “Bu başarınızı neye borçlusunuz?” sormuşlar ve Gates’in cevabı değişmemiş:
“Başarımı benden daha zeki ve akıllı insanları yanımda çalıştırmama!”. Gates gelecekte bir kişinin kalitesini ve kazancını eğitimin ve bilginin belirleyeceğini belirterek şöyle diyor: “Bu günün tam tersine, bir kişinin kalitesini ve gelir seviyesini öğrenmek için ona dünyanın neresinde yaşadığını değil, eğitim seviyesinin ve uzmanlaşmış olduğu alandaki bilgisinin ne seviyede olduğunu sormak gerekecek. Çünkü internet sayesinde gelecekte temel gösterge bu olacak.” Microsoft, tamamen bilgi üzerine kurulmuş bir şirket çünkü artık üretim fabrikalarda değil, insanların beyninde. Arabanın içindeki bilgi değeri, malzemenin kat kat üzerinde.Yani Microsoft’a göre malzeme ve işçiliğin değeri %25, bilgininkiyse %75. Microsoft’ta en önemli şey ürünün en iyi şekilde pazarlanmasıdır ve pazarlamaya inanılmaz yatırım yapmaktadırlar. Çok başarılı bir şey üretebilirsiniz ama pazarlayamadıktan sonra o ürünün bir ehemmiyeti yoktur.
Büyük patronlar kötü haberin çabuk yayılmasını isterler. İşlerin nasıl gittiğinden ziyade nelerin kötü gittiği anlatılmalıdır ve ona göre ekip çalışması ile çözüm bulunmalıdır.
Honda firması taklitle değil, kendi öz teknolojilerini geliştirmekle başarılı olmuşlardır. Kısa vadeli sonuçları orijinal ve özgün gayretin önüne koyanlar, neticede kaybetmeye mahkümdurlar. McDonald’s firmasının başarılı olmasının nedeni hamburger işini başkalarının yaptığından daha çok ciddiye almasıdır. Sadece para kazanmak için çalışanlar asla başarılı olamazlar çünkü olağanüstü işler yapmak için para yeterli değildir ve para sadece başarının mükafatıdır. Müşteriye verilen önemi ön planda tutarsanız, başarı sonunda sizin olacaktır.McDonalds’ın başarı sırrı aslında 5 temel ilkeye bağlı:1-Kalite 2-Disiplin 3-Servis 4-Temizlik 5-Değer (En önemlisi) McDonalds’ta herkes işine sevgiyle sarılıyor çünkü herkes yetki ve sorumluluk sahibi. En ince ayrıntısına kadar kalite düşünülmekte çünkü onlar için kalite kadar kalitenin istikrarı da önemli.
Büyük patronlar geçmişte yaptıkları hataların kendileri için en iyi öğretmen olduklarını çok iyi bilirler ve hatalarını tekrarlamazlar. Doğru bildiğinizi yapın, hata yaparsanız ders alın ve aynı hatayı iki kere tekrarlamayın. Sony şirketinin en büyük politikası çalışanlara Sony ailesinin bir üyesi gözüyle bakmaktır. Çünkü unutulmamalıdır ki gerçek kapital çalışanlardır. Sony’de herkes aynı ceketi giyip hep beraber aynı salonda yemek yer. Sony’de herkes fikirlerini ortaya koymaya zorlanır ve bu fikirlerin başkalarıyla çatışması daha da iyidir. Çünkü sonuçta ortaya kaliteli bir şey çıkabilir. Bütün düşünce yöneticilere bırakılırsa şirket hiçbir yere varamaz. Bir işin yapısını o işi yapan insandan daha iyi kim tanıyabilir?
Microsoft’ta ve Sony’de gözüken en önemli şeylerden birisi yeni bir ürün yaratıldığında rakiplerin bu ürünü taklit edeceğini düşünerek, yeni ürünü piyasaya sürmeden önce geliştirmek ve ona yeni özellikler katmaktır. Böylece üstünlüğü korumuş ve planlı bir üretimin ikinci safhasını geçmiş olursunuz. Microsoft’un en önemli taktiği: “Bir sonraki hamleyi mutlaka sen yapmalısın!”
Büyük patron olmanın sırrı çalışanlara değer ve hakkını vermekten geçer. Çalışanlara adaletli ücret sistemi uygulamaksızın bir bağlılık ve performans kültürü oluşturulamaz. Henry Ford, dünyada ilk defa personeline yüksek ücret veren adam olarak tanınmaktadır. Sonunda dünyanın sayılı zenginleri arasına giren Ford, bu parayı karşılıksız vermiyordu. Hayatta başarılı olmak istiyorsanız, yanınızda çalıştığınız insanlara güvenmeyi öğrenmelisiniz.
Büyük patronlar iyi anlaşmalar yaparak bunların sonuçlarını tüketiciye yansıtmayı bilen kişilerdir. Fiyat kırarak satışlarınızı öyle bir noktaya çıkarırsınız ki, düşük fiyatla satış yaptığınız noktada, yüksek fiyatla satışa göre daha büyük kazanç elde edersiniz. Tabi ki burada önemli olan şey “Devamlılıktır”.Büyük patronlar müşterilerinin tekrar tekrar kendilerine gelmesi için onlara beklentilerinin üzerinde hizmet vermeye çalışırlar. Bunu yapmak bazen son derece kolay olabiliyor. Güleryüzlü karşılama, isim hatırlama ve gerçekten candan davranma gibi basit örmekler. Büyük patronlar hiçbir zaman büyük sözler vermezler ve vaad ettiklerinden her zaman daha fazlasını yaparlar.
Büyük patronlar büyük kararlarda aceleci davranmazlar. Bir konuda karar verilecekse önce ilgililere çalışma yaptırılıp rapor hazırlatılır sonra konuyu bilenlerle bir toplantı yapılır. Hazırlanan rapor beraberce tartışılır ve herkesin görüşü ortaya çıktıktan sonra karar verilir. 21. yüzyılda tedarik zincirinde yerini erken alanlar, rakiplerine göre çok önemli avantajlar sağlayacaklardır. Değer zincirinizdeki herkesle güven, sadakat ve bilginin paylaşımına dayalı uzun dönemli ilişkiler geliştirmelisiniz. Ürün ve hizmetleri son tüketiciye en kısa zamanda ve en iyi şekilde ulaştırıp; nakliye, bürokrasi, stok gibi tüketiciye değer katmayan proseslerin maliyetini azaltmalısınız. İş kolunuzdaki yetenek ve stratejilerinizi gözden geçirip tüketici için değer ifade edenleri belirlemelisiniz.
Büyük patronlar çalışanlarının kendisini geliştirmesini ve bir üst göreve hazırlanmasını istemelidir. Yerine adam yetiştirmeyenin bir üst göreve geçemeyeceğini hatırlatmalıdır ki çalışanlarda da toplam kalite ve sonucunda büyük hedeflere doğru ilerlenmelidir.
Büyük patronlar dinlemeyi iyi bilen, randevularına sadakat gösteren ve iyi giyinen insanlardır. Herşeyi bilen değil, öğrenmek isteyen liderlere; iyi konuşan değil, çok iyi dinleyen liderlere ihtiyacımız var. Büyük patronlar anlaşmalarını mutlaka yazıya dökerler ve yabancılarla iş yaparken sözleşmeyi birkaç uzmana gözden geçirtirler. Hangi işi yaparsanız yapın, ister sokakta simit satın, ister bir şirkette sıfırdan başlayın, namuslu ve dürüst çalışın. Böyle olunca belki kısa vadede kazanamazsınız ama orta ve uzun vadede mutlaka kazançlı çıkarsınız. Para her zaman kazanılabilir, her zaman da kaybedilebilir fakat itibar kolay kazanılmaz, kaybedilincede bir daha yerine gelmez.
Eğer sadece siz kazanırsanız, müşteriye kazandırmazsanız kısa vadeli kar yapmış olursunuz bunun haricinde esas kar’ı çalışanlar arasında küçük bir kesme vermek değil, herkesle paylaşmaktır. Kısa vadeli kar, devamsız iş demektir. Bu yüzden konuya orta ve uzun vadeli bakmalıyız. Müşteriye sadece mal satmak değil, onunla hayat boyu dost kalmak çok önemlidir ve asıl başarı da buradadır. Profesyonel patronlar asla rakip firmaları müşterilerin önünde eleştirmezler çünkü eleştiri bir şeyi yıkmak demektir ve bunun zararını kısa vadede görmeseniz de ileride çok ağır bir faturayla ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Profesyonel patronlar çalışanlara, gelen müşterilere müşteri gözüyle değil; misafir gözüyle bakmayı öğretenlerdir. Siz müşteriye misafir gibi davranırsanız ilerde müşteri de kendini evinde gibi hisseder ve size sadakatli olur.
Markalaşmayı başarmış şirketlerin mutlaka e-ticarete önem vermesi gereklidir çünkü bu şirketler diğer şirketlere göre her zaman bir adım önde olacaklardır. E-ticaret yapan şirketin değerinin %50’si markadan gelmektedir. Geleceğin dev firmalarını ilerde internet şirketleri oluşturacağı için ve bu fırsatları kaçırmamak için şimdiden Ar-Ge çalışmaları yapılmalı ve bu konuya gereken hassasiyet gösterilmelidir. İnternet, çeşitliliğiyle reklam için dev bir alandır. En iyi sonuç veren pazarlama yöntemi promosyondur. Promosyonlu özel hedefli elektronik postaların açılma oranı %70’tir. Bir noktaya odaklanmayan marka olamaz. “Amazan.com”un başarısı sadece kitap satışına odaklanması sebebiyledir. Mercedes’in herkesin zihninde “saygın” bir yeri vardı. Fakat Mercedes şu anda modellerini çoğaltıp bisiklet dahi üretince kendine zarar vermeye başladı. Başarılı olmak için başarılı şirketleri taklit etmek değil, onlar başarılı olmak için ne yapmışlarsa onu takip etmek gerekir.
Sonuç olarak baktığımızda, profesyonel patronların işin en başında başkalarının göremediği şeyleri gördükleri gözlemlenmektedir. Ve markalaşmaya,reklama büyük yatırımlar yaptıkları ve müşterilerine bir müşteri gözüyle değil, bir misafir gözüyle baktıkları ve toplam kalite yönetimini önemsedikleri gözlemlenmektedir. (Müşteriye sadece mal satmak değil, onunla hayat boyu dost kalmak, profesyonel patronlar için çok önemlidir ve asıl başarı da buradadır). Ayrıca profesyonel patronların bilgiye ve bilgi toplumuna önem veren ve çalışanlarını kendilerini geliştirme yönünde destekleyen patronlar oldukları görülmektedir. Kanaatimce bilginin önemi önümüzdeki yıllarda daha da artacak ve “Bilgi, güçtür” önermesinin haklılık payı daha da artacaktır. Ayrıca aile şirketi mantığından profesyonel kurumlaşmaya geçilmeye çalışılan ülkemizde, profesyonel patronların kurumlaşmaya da büyük önem vermeleri gerektiğini düşünüyorum. 21. yüzyılda bütün bu koşulları göz önünde bulunduran girişimcilerin başarılı olacakları aşikardır. Müşterilerini düşünen ve çalışanlarına kendi kar payı ölçüsünde hakkını veren girişimciler, kısa vadede olmasa da uzun vadede muhakkak başarılı olacaklardır.
Hayatta başarılı olmak istiyorsak, başarıyı yakalamış şahıs ve kuruluşların başarı sırlarını öğrenmeliyiz ve uygulamalıyız. Şuurlu bir insan Amerika’yı yeniden keşfetmek istemez. Profesyonel işadamı 21. yüzyılda, geçen yüzyıldaki büyük şirketlerin yerlerini “girişimcilik ruhu” taşıyan şirketlere bırakacağını bilir ve adımlarını buna göre atar. “Ya herkesin yaptığı bir işi hiç kimsenin yapmadığı kadar iyi yapın, ya da hiç kimsenin akıl edemediği işleri bulup yapın.Yani asıl önemli olan başkalarının göremediği şeyi görmek…
Profesyonel işadamlarına bakıldığında uzun süreli küçük işlere teşebbüs etmediği, imaj silahını iyi kullandığı ve bu istikamette planlı reklam kampanyaları uyguladığı, potansiyel müşteri profilini çıkarıp ona göre davrandığı, kişilere dayalı değil sisteme dayalı bir işletme kurma gayretinde olduğu gözlemlenmektedir. Müşteriniz hakkında bir şeyler bilmek, ürününüz hakkında her şeyi bilmek kadar önemlidir. Büyük şirket olabilmek için önce büyük şirketmiş gibi çalışmak gerekir. Çünkü IBM’deki her gün iş yapmaya değil, işi geliştirmeye adanmış bir gündür. Hiçbir şey zor değildir, yalnız onu ufak parçalara bölmeyi bilmeliyiz.
Profesyonel patronlar “Toplam Kalite Yönetimi” felsefesini ve müşteri memnuniyeti anlayışını benimserler, insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederler. İtibar 30 yılda kazanılır, bir yılda kaybedilir. İş tatmini ve çalışanların verimliliğini azamiye çıkarmak, üstün başarıyı sağlayabilmek için katılımcılığa bilhassa önem vermek gerekir; çünkü sadece sermaye gücüyle ayakta kalınabileceğine inananlar başarısızlığa mahkumdurlar. Bir müessesedeki insanları en etkili ve verimli seviyeye yükseltmenin birinci anahtarı “katılım ve yetkilendirme”dir. Sermaye ne kadar önemliyse, eleman yetiştirmek de o kadar önemlidir.
Uluslararası areneda başarılı olmak için müthiş rekabet ortamında “insan”dan sonra “teknolji”ye büyük önem vermek gerekir.Uluslararası pazarda rekabet etmenin yegane şartı, teknoloji üretmektir. Halbuki bugün Türkiye’de Araştırma-Geliştirme(Ar-Ge) faaliyetleri en az iltifat gören alandır.Yabancı büyük şirketlerde meslek içi eğitim yılda 150-200 saat civarındayken, Türkiye’de yalnızca 5-10 dolayındadır.
Profesyonel işadamları insanları tenkit etmenin hata yapmaktan daha kötü olduğuna inanırlar, çünkü tenkit, çalışanın içindeki üretkenlik kapasitesini yok eder. İnsanların çalışma zevkini hiçbir şey üstleri tarafından hor görülme ve hoşgörüsüz yaklaşım kadar söndüremez. Profesyonel patronlar profesyonel yönetimden yanadır ve her işi kendisi yapmaya çalışmaz, onun için netice önemlidir.
Profesyonel patronlar yatırım yaparken talebi iyi araştırırlar ve tüketici tercihlerine hitap ederler.Ürün çeşidine giderek alternatif meydana getirirler. Büyük şirketlerin çoğu, arsaya yatırım yapar, stok yapmaya yönelik bir yatırımı zarar olarak değerlendirir ve ortaklaşa yatırıma mümkün mertebe girmemeye dikkat ederler.
Profesyonel patronlar başarılı olmadaki stratejileri şöyle sıralamışlardır: Başarılı olan kişiler kendi alanında uzman ya da bilgi sahibi olan, kendine güvenen, işbitirici, lider, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilen, tam doğru yada tam yanlışın olmadığını bilen, farklı ve orijinal olan, kendini tanıyan, insanlarla beraber hareket eden kişilerdir. Büyük yatırım ve başarılara imza atan patronların en karakteristik özelliklerinin başında “iş bitirici” olmaları gelir. İş bitirmenin en kestirme yolu kabul edilen taktikse şudur: Projeyi karşı tarafa en iyi şekilde anlatmak
Amerika’da dünyanın en büyük demir çelik tesislerini kuran Andrew Carnegie, mezar taşına şunları yazdırmıştır:“Burada kendinden çok daha akıllı insanları etrafında toplayarak başarıya ulaşmış basit bir insan yatıyor.”
Büyük patronların en önemli özelliklerinden birisi de girecekleri pazar durumunu çok iyi değerlendiriyorlar,pazara girmekten çekinmiyorlar, ”unutulmuş” veya boş sektörlere, alanlara yatırım yapıyorlar ve markalaşmaya önem veriyorlar. Herkesin yatırım yaptığı alanlara girmeyip boşluklardan faydalanan ve yeni bir pazar meydana getiren cesur bir girişimciyseniz büyümeniz için hiçbir sebep kalmıyor. Yeni bir işe girmeden önce konuyu iyice incelemek ve o işten anlayan bir veya birkaç kişiyi yanına alarak birlikte çalışmak, başarılı olmanın başta gelen şartıdır. Büyük patronlar yatırımdan kazandıklarını tekrar yatırıma dönüştürüyorlar. Kendi içlerinde modernizasyona giderek devamlı kendilerini yeniliyorlar. Başarılı olmadıkları işi vakit kaybetmeden değiştirmeyi biliyorlar, borçlanmadan büyümeyi esas alıyorlar.
Profesyonel patronların ürünlerini daha fazla satabilmelerinin en önemli sırrı, sattıkları malın işe yaramasına değil, aranan mal olmasına dikkat ediyorlar. İmaj oluşturmak büyük şirketler için hayati derecede önemlidir. Büyük patronlar, kurmuş oldukları vakıfların ve sosyal sorumluluk adına yaptıkları davranışların uzun vadede kendilerine geri döneceklerini bilen kişilerdir. Müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati için işler öngörülen tarihten önce bitirilmeli ve şartnamade öngörülen kalitede yapılmalıdır.
Zekayla akıllığı birarada hayatına hakim kılan Microsoft mucidi ve patronu Gates’e her fırsatta “Bu başarınızı neye borçlusunuz?” sormuşlar ve Gates’in cevabı değişmemiş:
“Başarımı benden daha zeki ve akıllı insanları yanımda çalıştırmama!”. Gates gelecekte bir kişinin kalitesini ve kazancını eğitimin ve bilginin belirleyeceğini belirterek şöyle diyor: “Bu günün tam tersine, bir kişinin kalitesini ve gelir seviyesini öğrenmek için ona dünyanın neresinde yaşadığını değil, eğitim seviyesinin ve uzmanlaşmış olduğu alandaki bilgisinin ne seviyede olduğunu sormak gerekecek. Çünkü internet sayesinde gelecekte temel gösterge bu olacak.” Microsoft, tamamen bilgi üzerine kurulmuş bir şirket çünkü artık üretim fabrikalarda değil, insanların beyninde. Arabanın içindeki bilgi değeri, malzemenin kat kat üzerinde.Yani Microsoft’a göre malzeme ve işçiliğin değeri %25, bilgininkiyse %75. Microsoft’ta en önemli şey ürünün en iyi şekilde pazarlanmasıdır ve pazarlamaya inanılmaz yatırım yapmaktadırlar. Çok başarılı bir şey üretebilirsiniz ama pazarlayamadıktan sonra o ürünün bir ehemmiyeti yoktur.
Büyük patronlar kötü haberin çabuk yayılmasını isterler. İşlerin nasıl gittiğinden ziyade nelerin kötü gittiği anlatılmalıdır ve ona göre ekip çalışması ile çözüm bulunmalıdır.
Honda firması taklitle değil, kendi öz teknolojilerini geliştirmekle başarılı olmuşlardır. Kısa vadeli sonuçları orijinal ve özgün gayretin önüne koyanlar, neticede kaybetmeye mahkümdurlar. McDonald’s firmasının başarılı olmasının nedeni hamburger işini başkalarının yaptığından daha çok ciddiye almasıdır. Sadece para kazanmak için çalışanlar asla başarılı olamazlar çünkü olağanüstü işler yapmak için para yeterli değildir ve para sadece başarının mükafatıdır. Müşteriye verilen önemi ön planda tutarsanız, başarı sonunda sizin olacaktır.McDonalds’ın başarı sırrı aslında 5 temel ilkeye bağlı:1-Kalite 2-Disiplin 3-Servis 4-Temizlik 5-Değer (En önemlisi) McDonalds’ta herkes işine sevgiyle sarılıyor çünkü herkes yetki ve sorumluluk sahibi. En ince ayrıntısına kadar kalite düşünülmekte çünkü onlar için kalite kadar kalitenin istikrarı da önemli.
Büyük patronlar geçmişte yaptıkları hataların kendileri için en iyi öğretmen olduklarını çok iyi bilirler ve hatalarını tekrarlamazlar. Doğru bildiğinizi yapın, hata yaparsanız ders alın ve aynı hatayı iki kere tekrarlamayın. Sony şirketinin en büyük politikası çalışanlara Sony ailesinin bir üyesi gözüyle bakmaktır. Çünkü unutulmamalıdır ki gerçek kapital çalışanlardır. Sony’de herkes aynı ceketi giyip hep beraber aynı salonda yemek yer. Sony’de herkes fikirlerini ortaya koymaya zorlanır ve bu fikirlerin başkalarıyla çatışması daha da iyidir. Çünkü sonuçta ortaya kaliteli bir şey çıkabilir. Bütün düşünce yöneticilere bırakılırsa şirket hiçbir yere varamaz. Bir işin yapısını o işi yapan insandan daha iyi kim tanıyabilir?
Microsoft’ta ve Sony’de gözüken en önemli şeylerden birisi yeni bir ürün yaratıldığında rakiplerin bu ürünü taklit edeceğini düşünerek, yeni ürünü piyasaya sürmeden önce geliştirmek ve ona yeni özellikler katmaktır. Böylece üstünlüğü korumuş ve planlı bir üretimin ikinci safhasını geçmiş olursunuz. Microsoft’un en önemli taktiği: “Bir sonraki hamleyi mutlaka sen yapmalısın!”
Büyük patron olmanın sırrı çalışanlara değer ve hakkını vermekten geçer. Çalışanlara adaletli ücret sistemi uygulamaksızın bir bağlılık ve performans kültürü oluşturulamaz. Henry Ford, dünyada ilk defa personeline yüksek ücret veren adam olarak tanınmaktadır. Sonunda dünyanın sayılı zenginleri arasına giren Ford, bu parayı karşılıksız vermiyordu. Hayatta başarılı olmak istiyorsanız, yanınızda çalıştığınız insanlara güvenmeyi öğrenmelisiniz.
Büyük patronlar iyi anlaşmalar yaparak bunların sonuçlarını tüketiciye yansıtmayı bilen kişilerdir. Fiyat kırarak satışlarınızı öyle bir noktaya çıkarırsınız ki, düşük fiyatla satış yaptığınız noktada, yüksek fiyatla satışa göre daha büyük kazanç elde edersiniz. Tabi ki burada önemli olan şey “Devamlılıktır”.Büyük patronlar müşterilerinin tekrar tekrar kendilerine gelmesi için onlara beklentilerinin üzerinde hizmet vermeye çalışırlar. Bunu yapmak bazen son derece kolay olabiliyor. Güleryüzlü karşılama, isim hatırlama ve gerçekten candan davranma gibi basit örmekler. Büyük patronlar hiçbir zaman büyük sözler vermezler ve vaad ettiklerinden her zaman daha fazlasını yaparlar.
Büyük patronlar büyük kararlarda aceleci davranmazlar. Bir konuda karar verilecekse önce ilgililere çalışma yaptırılıp rapor hazırlatılır sonra konuyu bilenlerle bir toplantı yapılır. Hazırlanan rapor beraberce tartışılır ve herkesin görüşü ortaya çıktıktan sonra karar verilir. 21. yüzyılda tedarik zincirinde yerini erken alanlar, rakiplerine göre çok önemli avantajlar sağlayacaklardır. Değer zincirinizdeki herkesle güven, sadakat ve bilginin paylaşımına dayalı uzun dönemli ilişkiler geliştirmelisiniz. Ürün ve hizmetleri son tüketiciye en kısa zamanda ve en iyi şekilde ulaştırıp; nakliye, bürokrasi, stok gibi tüketiciye değer katmayan proseslerin maliyetini azaltmalısınız. İş kolunuzdaki yetenek ve stratejilerinizi gözden geçirip tüketici için değer ifade edenleri belirlemelisiniz.
Büyük patronlar çalışanlarının kendisini geliştirmesini ve bir üst göreve hazırlanmasını istemelidir. Yerine adam yetiştirmeyenin bir üst göreve geçemeyeceğini hatırlatmalıdır ki çalışanlarda da toplam kalite ve sonucunda büyük hedeflere doğru ilerlenmelidir.
Büyük patronlar dinlemeyi iyi bilen, randevularına sadakat gösteren ve iyi giyinen insanlardır. Herşeyi bilen değil, öğrenmek isteyen liderlere; iyi konuşan değil, çok iyi dinleyen liderlere ihtiyacımız var. Büyük patronlar anlaşmalarını mutlaka yazıya dökerler ve yabancılarla iş yaparken sözleşmeyi birkaç uzmana gözden geçirtirler. Hangi işi yaparsanız yapın, ister sokakta simit satın, ister bir şirkette sıfırdan başlayın, namuslu ve dürüst çalışın. Böyle olunca belki kısa vadede kazanamazsınız ama orta ve uzun vadede mutlaka kazançlı çıkarsınız. Para her zaman kazanılabilir, her zaman da kaybedilebilir fakat itibar kolay kazanılmaz, kaybedilincede bir daha yerine gelmez.
Eğer sadece siz kazanırsanız, müşteriye kazandırmazsanız kısa vadeli kar yapmış olursunuz bunun haricinde esas kar’ı çalışanlar arasında küçük bir kesme vermek değil, herkesle paylaşmaktır. Kısa vadeli kar, devamsız iş demektir. Bu yüzden konuya orta ve uzun vadeli bakmalıyız. Müşteriye sadece mal satmak değil, onunla hayat boyu dost kalmak çok önemlidir ve asıl başarı da buradadır. Profesyonel patronlar asla rakip firmaları müşterilerin önünde eleştirmezler çünkü eleştiri bir şeyi yıkmak demektir ve bunun zararını kısa vadede görmeseniz de ileride çok ağır bir faturayla ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Profesyonel patronlar çalışanlara, gelen müşterilere müşteri gözüyle değil; misafir gözüyle bakmayı öğretenlerdir. Siz müşteriye misafir gibi davranırsanız ilerde müşteri de kendini evinde gibi hisseder ve size sadakatli olur.
Markalaşmayı başarmış şirketlerin mutlaka e-ticarete önem vermesi gereklidir çünkü bu şirketler diğer şirketlere göre her zaman bir adım önde olacaklardır. E-ticaret yapan şirketin değerinin %50’si markadan gelmektedir. Geleceğin dev firmalarını ilerde internet şirketleri oluşturacağı için ve bu fırsatları kaçırmamak için şimdiden Ar-Ge çalışmaları yapılmalı ve bu konuya gereken hassasiyet gösterilmelidir. İnternet, çeşitliliğiyle reklam için dev bir alandır. En iyi sonuç veren pazarlama yöntemi promosyondur. Promosyonlu özel hedefli elektronik postaların açılma oranı %70’tir. Bir noktaya odaklanmayan marka olamaz. “Amazan.com”un başarısı sadece kitap satışına odaklanması sebebiyledir. Mercedes’in herkesin zihninde “saygın” bir yeri vardı. Fakat Mercedes şu anda modellerini çoğaltıp bisiklet dahi üretince kendine zarar vermeye başladı. Başarılı olmak için başarılı şirketleri taklit etmek değil, onlar başarılı olmak için ne yapmışlarsa onu takip etmek gerekir.
Sonuç olarak baktığımızda, profesyonel patronların işin en başında başkalarının göremediği şeyleri gördükleri gözlemlenmektedir. Ve markalaşmaya,reklama büyük yatırımlar yaptıkları ve müşterilerine bir müşteri gözüyle değil, bir misafir gözüyle baktıkları ve toplam kalite yönetimini önemsedikleri gözlemlenmektedir. (Müşteriye sadece mal satmak değil, onunla hayat boyu dost kalmak, profesyonel patronlar için çok önemlidir ve asıl başarı da buradadır). Ayrıca profesyonel patronların bilgiye ve bilgi toplumuna önem veren ve çalışanlarını kendilerini geliştirme yönünde destekleyen patronlar oldukları görülmektedir. Kanaatimce bilginin önemi önümüzdeki yıllarda daha da artacak ve “Bilgi, güçtür” önermesinin haklılık payı daha da artacaktır. Ayrıca aile şirketi mantığından profesyonel kurumlaşmaya geçilmeye çalışılan ülkemizde, profesyonel patronların kurumlaşmaya da büyük önem vermeleri gerektiğini düşünüyorum. 21. yüzyılda bütün bu koşulları göz önünde bulunduran girişimcilerin başarılı olacakları aşikardır. Müşterilerini düşünen ve çalışanlarına kendi kar payı ölçüsünde hakkını veren girişimciler, kısa vadede olmasa da uzun vadede muhakkak başarılı olacaklardır.