28 Eylül 2010 Salı

Delikanlıca Sözler

Kaybetiğinde  aldığın dersi  kaybetme.

Kuralları iyi öğren ki,uygun şekilde ihlal etmeyi bilesin.

Zamanının bir kısmını yalnız harca.

Kollarını değişime aç ama değerlerinin gitmesine izin verme.

Sevdiklerinle anlaşmazlığa düştüğünde sadece o durumla ilgilen ,geçmişten bahsetme.

Bilgini paylaş,ölümsüzlüğü başarmanın yolu budur.

Başarına ,onu elde etmek için nelerden vazgeçeceğini düşünerek karar ver.

İçiniz kor gibi yanarken susmak ,acıların en beteridir.

Acıların en acısı kendi çektirdiğimizdir.

Acınılmaktansa kıskanılmak daha iyidir.

Değeri güzelliğinden uzun süren pek az kadın vardır.

İnsanların çoğu kör olarak doğar,bir gerçek gözlerine batıncaya kadar da bunun  farkına varmazlar.
Yaşamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellenmesine izin verme.

25 Eylül 2010 Cumartesi

ösym yeni sınav tarihlerini açıkladı!!

KPSS'de kopya iddiaları sonrası iptal edilen Lisans Eğitim Bilimleri oturumu iptal edilen Tıpta Uzmanlık Sınavı ve yine iptal edilen Akademik Lisansüstü Eğitim Sınavı'nın yapılacağı tarihler belirlendi.
 
 
Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) Eğitim Bilimleri Sınavı, 31 Ekim Pazar Günü yapılacak.
ÖSYM, KPSS Eğitim Bilimleri testinin iptal edilmesinin ardından sene sonuna kadar yapılacak 12 sınavın tarihlerinin değişeceğini bildirmişti. Bunun üzerine ÖSYM KPSS Eğitim Bilimleri sınavının da dahil olduğu yeni bir sınav takvimi belirledi.
Buna göre, KPSS Eğitim Bilimleri sınavı 31 Ekim 2010 Pazar, KPSS Ortaöğretim-Önlisans sınavı 28 Kasım 2010 Pazar, Kamu personeli Yabancı Dil Bilgisi Sınavı (KPDS) ile Tıpta Yeterlilik Sınavı 5 Aralık 2010 Pazar günü yapılacak.
Diğer sınavların tarihleri şöyle:
''Adalet Bakanlığı İcra Müdür ve İcra Müdür Yardımcılığı Seçme Sınavı 7 Kasım 2010 Pazar, Maliye Bakanlığı Mali Hizmetler Uzman Yardımcılığı Özel Yarışma Sınavı 27 Kasım 2010 Cumartesi, Adalet Bakanlığı İdari Yargı Hakim Adaylığı Yarışma Sınavı 4 Aralık 2010 Cumartesi, Adalet Bakanlığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı 12 Aralık 2010 Pazar, Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) Sonbahar Dönemi, 19 Aralık 2010 Pazar, Üniversiteler Arası Kurul Yabancı Dil Sınavı (ÜDS) Sonbahar Dönemi 26 Aralık 2010 Pazar.''
-TIPTA UZMANLIK SINAVI-
Tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerine, üniversitelerin tıp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesine alınacak adaylar için yapılacak olan 2010-Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve daha ileri seviyede Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi görmek isteyen adaylar için 2010-Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (YDUS) sınavları 2011 yılının Ocak ve Şubat aylarında 2011 İlkbahar Dönemi sınavları ile birleştirilerek yapılacak.
9-13 Ağustos 2010 tarihleri arasında TUS Sonbahar Dönemi'ne başvuran adaylar, 2011-TUS İlkbahar Dönemi için yeniden başvurmayacaklar. Bu adaylardan başvurularını iptal ettirmek isteyen adayların sınav ücretleri iade edilecek. Bu adaylar için bina/salon atamaları yeniden yapılacak; Sınava Giriş ve Kimlik Belgeleri yeniden gönderilecek.

uçak motorları -discovery chane

24 Eylül 2010 Cuma

Tikandi baba

Tikandi baba

Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış. Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor.

Tıkandı baba, çay getir

Tıkandı baba, oralet getir. Vb

Bu durum Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş.

Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi?

Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba

Anlat baba anlat merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi. Tıkandı baba da peki deyip başlamış anlatmaya;

Bir gece rüyamda birçok insan gördüm ve her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. "Benimki de onlarınki kadar aksın" diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı. Bu sefer içimden " Onlarınki kadar akmasada olur, yeter ki eskisi kadar aksın" dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı. Ben yine açmak için uğraşırken Cebrail göründü ve

Tıkandı baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi. O gün bu gün adım "Tıkandı baba" ya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdide burada çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz.

Tıkandı baba'nın anlattıkları Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş. Çayını içtikten sonra dışarı çıkmış ve adamlarına ;

Hergün bu adama bir tepsi baklava getireceksiniz. Her dilimin altında bir altın koyacaksınız ve bir ay boyunca buna devam edeceksiniz.

Sultan Mahmut'un adamları peki demişler ve ertesi akşam bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı baba'ya baklavaları vermişler. Tıkandı baba baklavayı almış , bakmış baklava nefis. " Uzun zamandır tatlı da yiyememiştik. Şöyle ağız tadıyla bir güzel yiyelim" diye içinden geçirmiş. Baklava tepsisini almış evin yolunu tutmuş. Yolda giderken "Ben en iyisi bu baklavayı satayım evin ihtiyaçlarını gidereyim" demiş ve işlek bir yol kenarına geçip başlamış bağırmaya

Taze baklava, güzel baklava ! Bu esnada oradan geçen bir Yahudi baklavaları beğenmiş. Üç aşağı beş yukarı anlaşmışlar ve Tıkandı baba baklavayı satıp elde ettiği para ile evin ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamış. Yahudi baklavayı alıp evine gitmiş. Bir dilim baklava almış yerken ağzına bir şey gelmiş. Bir bakmış ki altın. Şaşırmış, diğer dilim diğer dilim derken bir bakmış her dilimin altında altın. Ertesi akşam Yahudi acaba yine gelirmi diye aynı yere geçip başlamış beklemeye. Sultanın adamları ertesi akşam yine bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı baba yine baklavayı satıp evin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için aynı yere gitmiş. Yahudi hiçbir şey olmamış gibi

Baba baklavan güzeldi. Biraz indirim yaparsan her akşam senden alırım, demiş. Tıkandı baba da

Peki, demiş ve anlaşmışlar. Tıkandı babaya her akşam baklavalar gelmiş ve Yahudi de her akşam Tıkandı baba'dan baklavaları satın almış. Aradan bir ay geçince Sultan Mahmut ;

Bizim Tıkandı baba'ya bir bakalım, deyip Tıkandı baba'nın yanına gitmiş. Bu sefer padişah kıyafetleri ile içeri girmiş. Girmiş girmesine ama birde ne görsün bizim tıkandı baba eskisi gibi darmadağın. Sultan;

Tıkandı baba sana baklavalar gelmedi? mi, demiş

Geldi sultanım

Peki ne yaptın sen o kadar baklavayı?

Efendim satıp evin ihtiyaçlarını giderdim, sağolasınız, duacınızım.

Sultan şöyle bir tebessüm etmiş.

Anlaşıldı Tıkandı baba anlaşıldı, hadi benle gel, deyip almış ve Devletin hazine odasına götürmüş.

Baba şuradan küreği al ve hazinenin içine daldır küreğine ne kadar gelirse hepsi senindir, demiş. Tıkandı baba o heyecanla küreği tersten hazinenin içine bir daldırıp çıkarmış ama bir tane altın küreğin ucunda düştü düşecek. Sultan demiş;

Baba senin buradan da nasibin yok. Sen bizim şu askerlerle beraber git onlar sana ne yapacağını anlatırlar demiş ve askerlerden birini çağırmış

Alın bu adamı Üsküdar'ın en güzel yerine götürün ve bir tane taş beğensin. O taşı ne kadar uzağa atarsa o mesafe arasını ona verin demiş. Padişahın adamları "peki" deyip adamı alıp Üsküdar'a götürmüşler.

Baba hele şuradan bir taş beğen bakalım, demişler. Baba,

Niçin, demiş. Askerler

Hele sen bir beğen bakalım demişler. Baba şu yamuk, bu küçük, derken kocaman bir kayayı beğenip almış eline

Ne olacak şimdi, demiş

Baba sen bu taşı atacaksın ne kadar uzağa giderse o mesafe arasını padişahımız sana bağışladı.demiş. adam taşı kaldırmış tam atacakken taş elinden kayıp başına düşmüş. Adamcağız oracıkta ölmüş. Askerler bu durumu Padişaha haber vermişler. İşte o zaman Sultan Mahmut o meşhur sözünü söylemiş;


"VERMEYİNCE MABUD, NEYLESİN SULTAN MAHMUT"

22 Eylül 2010 Çarşamba


mühendisleri sinir eden sorular-2
Yükleyen 1263F. -

KÜRTÇE ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Yükleyen gulistanbul. - Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaÅ�ayın!

13 sayısı niye uğursuz??

13 sayısının uğursuz olduğuna ilişkin inanç dünyada o kadar yaygındır ki, yaşamı birçok yönde ciddi olarak etkilemektedir. Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmez, uçaklarda 13. koltuk sırası yoktur, apartmanlarda, otellerde 13. kat ya 12A'dir ya da 14'tür. 13 numaralı oda yoktur. Olsa bile insanlar o odada kalmak istemezler. Hatta ayin 13'ünde işe gelmeme, uçak ve tren rezervasyonlarının iptali, alışverişin düşmesi ve benzeri davranışların ABD'ye günde milyonlarca dolara mal olduğu söylenmektedir. Bu inanç bir fobi yani bir çeşit korku hastalığı olarak kabul edilmiş olup adı
'triskaidekaphobia'dır.

Genel olarak bu inancın, Hz. İsa'nin meşhur son yemeğindeki havarilerin sayısından kaynaklandığı sanılsa da, kökü çok daha eskilere mitolojik tanrıların yaşadığına inanılan çağlara, İskandinavya topraklarına kadar gider. O zamanlarda ışık ve güzellik tanrısı Balder bir ziyafet verir. Balder Vikking'lerin meşhur tanrısı Odin ile Frigga'nin oğulları olup, ay kraliçesi Nanna'nın da eşidir. Bu ziyafete 12 kişi davetli iken, yalanların ve hilelerin tanrısı Loki, davetli olmadığı halde, zorla 13. kişi olarak katılmak ister. Ancak bu arada çıkan tartışmada, Loki diğer tanrılar tarafından da çok sevilen Balder'i
öldürür.

 Bu mitolojik hikaye ve inanış İskandinavya'dan Avrupa'nın güneyine kadar yayılır. Hıristiyan din adamları bu halk masalını kullanırlar ve Hz. İsa'nın son yemeğine uygularlar. Hıristiyan versiyonunda Balder'in yerini Hz. İsa, Loki'nin yerini de hain Judas alır. Bu yemekten sonra 24 saat içinde de Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülür. Bu nedenle Hıristiyanlarda akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse bunlardan birinin başına bir felaket geleceğine inanılır. Bu inanışlara göre 13 sayısı uğursuzdur ama ayın cumaya rastlayan 13. günü hepten uğursuzdur. Ancak böyle bir günde doğmuşsanız tam tersi, yani 13 sizin uğurlu gününüzdür.

Cuma gününün uğursuz sayılmasına Havva anamızın Adem babamıza elmayı cuma günü yedirtip cennetten kovulmasına sebep olması, Hz. Nuh zamanındaki büyük selin cuma günü olması, Hz. İsa'nın cuma günü çarmıha gerilmesi gibi olaylardan biri veya hepsi neden olmuş olabilir. Müslümanlar ise Hz. Adem'in cuma günü yaratıldığına inandıklarından bu güne diğer günlerden daha çok değer verirler.

13 sayısının uğursuzluğuna duyulan inancın kökeninde bir yıl içinde ayin 13 kez dolunay olarak gözükmesinin yattığını söyleyenler de vardır.

DUYMAK,GÖRMEK,HİSSETMEK...

Hayata farklı açıdan bakabilmekle ilgili şöyle
bir hikâye anlatılır:

Bir gün New-York’ta bir grup iş arkadaşı, yemek
molasında dışarıya çıkar. Gruptan biri Kızılderili’dir. Yolda yürürken insan
kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna
sesleri arasında ilerl...erken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin
geldiğini söyleyerek cırcır aramaya baslar. Arkadaşları, bu kadar gürültünün
arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına
devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder.
Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder.
Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği
bulurlar. Arkadaşı, Kızılderili’ye: “Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl
duydun?” diye sorar. Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere
sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini
söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı
kaldırımda yuvarlar. Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği
tarafa bakarak, onun, ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili,
arkadaşına dönerek;
“Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri
önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin.” der.

6 Eylül 2010 Pazartesi

ÖSYM'den önemli açıklama

ÖSYM'den önemli açıklama

 
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 26 Eylül 2010'da yapılacak ortaöğretim ve lisans mezunlarına yönelik Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) ile 18-19 Eylülde gerçekleştirilecek Tıpta Uzmanlık Sınavı'nı (TUS) erteledi.

Alınan bilgiye göre, sınavların ertelenmesine, ''11 Temmuz 2010'da lisans mezunlarına yönelik yapılan KPSS'de sınav sorularının çalındığı ve kopya çekildiği'' yönündeki iddialar nedeniyle kamuoyunda oluşan endişeleri giderilmesi neden gösterildi.


Bu çerçevede, 26 Eylülde ortaöğretim ve önlisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabilecekler için yapılacak 2010-KPSS Ortaöğretim/Önlisans sınavı ile 18-19 Eylülde gerçekleştirilecek TUS ertelendi.






Yetkililer, bu sınavların ertelenmesi nedeniyle diğer sınavların düzenlenme ve başvuru tarihlerinde de değişiklik olacağını belirtti.






Konuya ilişkin resmi açıklamanın yarın yapılacağı bildirildi.


3 Eylül 2010 Cuma

Facebook Hakkında Bilmedikleriniz


 Facebook’un 350 milyondan fazla aktif kullanıcısı var. 35 milyondan fazla kullanıcı her gün ‘durumunu’ güncelliyor ve bu da günde yaklaşık 55 milyon durum güncellemesi anlamına geliyor.




2. Her ay Facebook’a 2.5 milyardan fazla resim yükleniyor.


3. Ortalama bir Facebook kullanıcısının 130 arkadaşı oluyor ve ayda sekiz arkadaşlık isteği gönderiyor.




4. 18 yaş altındaki çocuklar için 2009 araştırmalarında Facebook en çok aratılan 100 kelimenin arasına girdi. Listede YouTube ve Google, Facebook’u geçen iki site oldu.


5. En iyi 500 okul arasında yakın zamanda yapılan bir ankete göre kabul görevlilerinin yüzde 10’u adaylarını değerlendirmek için Facebook gibi sosyal ağlardaki hesaplarına bakıyor. Kabul görevlilerinin yüzde 38’iyse gördükleri şeylerin başvuran adayı negatif anlamda etkilediğini söylüyor.


6. Facebook MySpace trafiğini ezip geçmekle kalmıyor, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde Google’dan sonra en çok aratılan site olarak gösteriliyor.




7. Amerikalılar yılda 13.9 milyar dakikalarını Facebook’ta, beş milyar dakikalarınıysa MySpace’te geçiriyor.


8. 2003’te Harvard öğrencisi Mark Zuckerberg Facemash’i yarattı. Bu sitede lisans öğrencilerinin resimlerini yan yana koyuyordu ki insanlar hangi öğrencinin daha güzel olduğunu seçebilsin. Zuckerberg daha sonra Facemash’i Facebook hâline getirdi.


9. Facebook’un, kullanıcıların diğer sitelerde yaptıkları alış-verişlere göre bilgiler çıkartan tartışmalı reklam sisteminin bir parçası olan Beacon, 2009’da mahkemelere taşındı. Sonuç olarak Facebook’tan 9.5 milyon dolar ödemesi istendi.


10. Facebook bir ülke olsa dünyanın en büyük beşinci ülkesi olurdu. Listenin başındaysa Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Endonezya alırdı.




11. 2009’da bir acil servis görevlisi, boğulmuş ve sonra da dövülerek öldürülmüş New Yorklu bir kadının ceset fotoğrafını cep telefonu kamerasıyla çekti ve bu fotoğrafı Facebook’taki hesabına ekledi. Kısa bir süre sonra görevi kötüye kullanmadan ceza aldı ve işten atıldı.




12. İngiltere ve Galler’deki Katolik Kilisesi’nin başı, Facebook ve MySpace’in çocukları intihara yöneltebileceği konusunda uyarıda bulundu. Sebep olarak da bu tarz sitelerin gençleri geçici ilişkiler oluşturmaya ve toplum hayatını insanlıktan uzaklaştırmaya teşvik etmesi gösterildi.


13. Facebook’ta ‘Zayıfla ya da Bunu Yapmaya Çalışırken Öl’, ‘Beni Besleyen Şey Öldürür’ gibi yeme bozukluğu grupları da var. Bu tarz yeme bozukluklarıyla ilgili siteler internette genelde anonim olarak çıksa da Facebook’ta giderek büyüyen varlıkları herkesin ulaşabileceği bir hâle gelmelerini sağlıyor.


14. Yeni Oxford Sözlüğü, 2009 senesi kelimesinin Facebook gibi sitelerde birini arkadaş listesinden çıkartmak anlamında kullanılan ‘arkadaşlıktan atmak’ kelimesi olduğunu belirtti. Ancak kelimenin doğru kullanılıp kullanılmadığına dair bazı çekişmeler var.




15. 39 yaşındaki Pennsylvanialı bir baba, 13 yaşındaki kızına Facebook üzerinde cinsel ilişkiye girme isteğinde bulunduğu için tutuklandı.




16. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre Facebook kullanıcılarının kullanmayanlara göre daha düşük notları var.




17. İlk olarak üniversite öğrencileri için yaratılmış olan Facebook’un bugün 26 yaş üstü kullanıcıları toplam Facebook nüfusunun yüzde 60’ını oluşturuyor.




18. Ortalama Facebook kullanıcıları günün elli beş dakikasını sitede geçiriyor. ‘Beğen’ butonunu ayda dokuz defa kullanıyor ve her ay 25 yorum yazıyor.




19. Facebook kullanıcılarının yaklaşık yüzde 70’i Amerika Birleşik Devletleri’nin dışından.




20. Ünlü ekonomi dergisi Forbes, Facebook’un yaratıcısı/sahibi 25 yaşındaki Mark Zuckerberg’i dünyanın en genç milyarderi ilân etti.




21. Suriye, Çin, Vietnam ve İran’da Facebook yasak.


22. 2009 senesi Aralık ayında Facebook’ta 250 milyondan fazla aktif kullanıcı vardı. 2004 Aralık’taysa yalnızca bir milyon.




23. Facebook’ta kullanım koşulları yöneticisi olan Tim Sparapani, yüzlerce milyon insanın özel bilgilerini online paylaşmak konusunda bir dakika olsun durup düşünmediklerini söyledi.




24. Facebook’a yatırım yapan ilk kişi, PayPal’un ortak kurucusu Peter Thiel’dir ve 2004 Haziran ayında 500,000 dolar yatırımda bulunmuştur.




25. 2005’te Doğu Asya’nın en zengin adamı Li Hu Shing, Facebook’a 120 milyon dolarlık yatırımda bulundu.




26. Eylül 2009’da Zuckerberg ilk defa Facebook’un nakit akışında pozitif olduğunu itiraf etti. Bu da Facebook’un harcadığından daha fazla para kazandığı anlamına geliyor.


27. Lamebook.com isimli sitede, Facebook’a yazılan komik ve gereksiz güncellemeler yayınlanıyor.




28. Facebook’un Amerika Birleşik Devletleri’nde en hızlı büyüyen kesimi 55 yaş ve üstü kadınlardan oluşuyor.




29. Öğrenci fotoğraf ve profillerinin yer aldığı Harvard Üniversitesi öğrenci idaresinden ismini alan Facebook’un asıl ismi thefacebook’du ve yalnızca Harvard öğrencileri kullanabiliyordu. 2005 senesinde site Facebook adını aldı.




30. Facebook Aralık 2009’da güvenlik ayarlarını değiştirdiğindeZuckerberg’in bir zamanlar özel olan fotoğrafları herkes tarafından görülebilir hâle geldi.




31. Hem vatandaşlar hem de polis departmanları, şüphelenilen suçluları bulmak için Facebook’u kullanıyor.




32. Facebook kullanıcılarının 100 milyonu Afro-Amerikan, yüzde 9’u Latin kökenli, yüzde 6’sı Asyalı.




33. 20 yaşındaki bir IBM çalışanı, sigorta firmasından aldığı hastalık iznini kaybetti, çünkü depresyonda olduğunu söylerek aldığı izin sırasında Facebook’a koyduğu fotoğraflar hayli mutlu olduğunu gsöteriyordu.




34. Kızlar, arkadaşlarıyla Facebook’ta çok fazla konuşarak anksiyete ve depresyon sorunları yaşayabilir. Aynı problemi sürekli olarak konuşmak sağlıksız bir takıntıya dönüşebiliyor.




35. 1 Temmuz 2009’da Michael Jackson’ın ölümüyle hayran sayfası Facebook’un en popüler sayfası hâline geldi. Daha önceleri Facebook’taki en popüler kişi Amerikan Başkanı Barack Obama’ydı (6 milyon hayran).


36. Usocial isimli bir internet sitesi, müşterilerine Facebook arkadaşları ve hayranları satma hizmeti sunuyordu. Facebook’tan bu konuyla ilgili olarak bir uyarı almasına rağmen site yöneticileri, aktivitelerini tamamen durdurmayacaklarını söyledi.




37. Aralık 2009 tarihli bir Facebook gönderisi bir böbrek bağışı yapılmasını sağladı.




38. Farmville oyununun Facebook üzerinde 60 milyon oyuncusu bulunuyor. Farmville’le beraber Mafya Savaşları diğer Facebook oyunlarının da yapımcısı olan Zynga, yıllık 200 milyon dolardan fazla bir gelir elde ediyor.




39. Amerika Birleşik Devletleri’nde 13 ile 17 yaş arası insanların yüzde 54.7’sinin Facebook hesabı var.




40. Facebook için uygulama geliştiren 800,000’den fazla insan var.


Vampirler Hakkında Bilmediğiniz 40 Şey

Vampirler Hakkında Bilmediğiniz 40 Şey

 Korku edebiyatının hatta genel olarak kurgu edebiyatının çok önemli bir parçası olmuş bu ‘yaratıkların’ gerçek olabileceği düşüncesi tarihte büyük yer edinmiştir. Bram Stoker’ın ünlü kurgu romanı Dracula dahi gerçekte var olan bir Kazıklı Voyvoda karakterinden esinlenilerek yazılmıştır. Yakın zamanda da Buffy the Vampire Slayer, Angel ve New Moon gibi vampir efsaneleri gerek televizyonları gerekse beyaz perdeyi kaplamıştır. İşte bu ilginç ve merak uyandıran ‘tür’ hakkında önemli bilgiler.



1. Çoğu araştırmacı İngilizce ‘vampire’ kelimesinin Macarca vampir ya da cadı anlamına gelen eski Türkçe upior, upper, upyr kelimelerinden geldiğini düşünür. Diğer araştırmacılarsa kelime kökeninin Yunanca ‘içmek’ anlamına gelen bir kelimeden ya da ‘hastalıklı’ anlamına gelen nosophoros kelimesinden türediğini söyler. Sırpça bamiiup ya da Sırp-Hırvat pirati kelimelerinden türemiş olma olasılığı da vardır. Pek çok kültürde vampir kelimesine karşılık gelen bir terimin olması, vampirlerin insan bilincinde yer etmiş olduğunu gösteriyor.

2. Bir grup vampire küme, sürü, topluluk, kütle ya da klan denilebilir.



3. Büyük olasılıkla tüm zamanların en meşhur vampiri Kont Dracula, Tesniye (Tevrat) alıntısı yapmıştır: “Kan hayattır.”



4. Susam Sokağı’nın vampir kuklası Count von Count, gerçek bir vampir mitine dayanır. Bir vampirin insana gelmesini önlemek için önerilen yollardan biri kapının dışına tohum ya da pencere önüne balık ağı atmaktır. Vampirler kendilerini tohumları ya da ağdaki delikleri saymaya zorunlu hissedeceklerdir ve bu da güneş doğana kadar onları oyalar.



5. Dolmen adı verilen tarih öncesi taş yapıtlar, kuzeybatı Avrupa’da ölülerin mezarları üzerinde bulunuyor. Antropologlar, vampirlerin uyanmasını önlemek için bu anıtların yapıldığını zannediyor.



6. Porphyria (aynı zamanda vampir ya da Dracula hastalığı da denilir) adı verilen nadir bir hastalık, güneş ışığına aşırı hassasiyet ve bazen kıl yoğunluğu gibi vampirlere özel semptomlar göstermektedir. Ekstrem bazı durumlarda dişler kırmızımsı kahverengi renk alır ve sonunda hasta aklî melekelerini bile yitirebilir.



7. Vampir olmakla suçlanan insanların aslında cinsel anlamda kana susama anlamına da gelebilecek olan haematodipsia ve gündüz körlüğü olarak bilinen hemeralopia hastalığından muzdarip olabileceği söyleniyor. Anemi (kansızlık) de sıklıkla vampir saldırısı geçirmiş bir insanda olan bir hastalık olarak görülür.



8. En ünlü ‘gerçek vampirlerden’ biri de gençlik güzelliğini koruyabilmek adına genç kızlara işkence ederek etlerini ısıran ve kanlarında banyo yapan Kontes Elizabeth Bathory’dir (1560 – 1614).



9. Vampir efsanelerinin kökeni Eflaklı Voyvoda ya da Kazıklı Voyvoda (1431 – 1476) olarak da bilinen tarihi kimliğe dayanıyor olabilir. Voyvoda’nın şapkalarını insanların kafasına çivileme, canlı canlı derilerini yüzme ve kazıklara geçirme gibi huyları vardı. Aynı zamanda düşmanlarının kanının içine ekmek banıp yemesini de severdi. İsmi Voyvoda, ejderin oğlu ya da Dracula anlamına gelmektedir. Bu yüzden de kendisi tarihin Dracula’sı olarak tanınır. Kazıklı Voyvoda 1476 senesinde cinayete kurban gitmiş olsa da mezarının boş olduğu söylentileri vardır.



10. Vampirlere dair en eski bulgular, M.Ö. 4,000’lere dayanan eski Sümer ve Babil mitlerinde görülür. Bu mitlerde ekimmu ya da edimmudan (kaçırılan anlamında) bahsedilir. Ekimmu, düzgün bir biçimde gömülmemiş ve intikamını alabilmek için kızgın bir ruh olarak yaşayanların kanını emmeye gelmiş bir çeşit uruku ya da utukkudur (iblis güç).



11. Mısır yazıtı Pert em Hru’ya (Mısır Ölüler Kitabı) göre ka (ruhun beş parçasından biri) belirli kurbanları almaz, kha olarak mezarından kalkarak kendi besinini arar. Bunun sonucunda yaşayanların kanını da içebilir. Ayrıca Mısır tanrıçası Sekhmet’in de kan içtiği bilinmektedir. Hint tanrıçası dişli Kali’nin içinde de kuvvetli bir kan arzusu vardı.



12. Çinli vampirlere ch’iang shih (ceset dansçısı) adı verilirdi ve bunların kırmızı gözleri, çarpık pençeleri olurdu. Kadınlara saldırmalarına sebep olan güçlü bir cinsel dürtüleri olduğunu söylenir. Büyüdükçe ch’iang shih uçma kabiliyeti kazanır, beyaz saçları çıkar ve kurta dönüşebilir.



13. Vampirler ve zombiler yaşayan ölü statüsüne girse de ait oldukları mitolojiye bağlı olarak aralarında bazı farklılıklar olabilir. Örneğin zombilerin vampirlere göre daha düşük IQ’ya sahip olduğu, sade kandan çok beyin ve eti tercih ettikleri, sarımsağa bağışıklıkları olduğu, aynada çoğunlukla yansımaları olduğu, çürüyen kaslarına bağlı olarak yavaş hareket ettikleri, kiliselere girebildikleri ve ateş ya da güneş ışığından kesin olarak korkmadıkları düşünceleri çoğunlukla Afrika mitolojisinden kaynaklanmaktadır.

14. Vampir isterisi veşüphe duyulan vampirleri ‘öldürmek’ için ortaya çıkan ceset tahripleri, on sekizinci yüzyıl ortalarında Avrupa’da öyle sapkınca bir hâl almıştı ki bazı hükümdarlar cesetlerin mezarlarından çıkarılmasını önlemek için yasalar çıkardılar. Bazı bölgelerde toplu isteri, vampir olduğuna inanılan insanların halk içinde idamına bile sebep oldu.



15. İngilizce dilindeki vampir hakkında ilk kurgu eser, John Polidori’nin Vampyre eseridir ve yanlışlıkla Lord Byron’ın adıyla basılmıştır. Polidori (1795-1821), aslında Byron’ın doktorudur ve vampirini de Byron’dan esinlenerek yaratmıştır.



16. İlk vampir filminin 1912’de çekilen ‘5 No’lu Evin Sırları’ olduğu zannedilmektedir. Murnau’nun sessiz siyah-beyaz filmi Nosferatu daha sonra, 1922 senesinde gelmiştir. Ancak Tod Browning’in Dracula’sı ( Bela Lugosi’nin oynadığı erotik, sevimli, smokin ve pelerinle dolaşan aristokrat vampirle), vampir filmleri ve edebiyatının kilometre taşı olmuştur.



17. Vampirlerin hayvanlar âlemi üzerinde kontrolü olduğu ve yarasa, sıçan, baykuş, güve, tilki ya da kurt biçimlerini alabileceği söylenir.



18. 2009’da ağzına taş sıkıştırılmış on altıncı yüzyıldan bir kadın kafatası, salgın kurbanlarının kalıntıları yakınında bulundu. Bu dönemde vampir olduğundan şüphe duyulan birinin ağzına, diğer salgın kurbanlarının cesetlerini yememesi ya da yaşayanlara saldırmaması için taş konulması sıra dışı bir durum değildi. Aynı zamanda hıyarcıklı vebanın Avrupa’da yayılmasının sebebi olarak da dişi vampirler gösteriliyordu.



19. Joseph Sheridan Le Fany’nin 1872 senesi kısa gotik romanı, dişi bir vampir olan Carmilla’yı anlatır ve Bram Stoker’ın Dracula’sını büyük ölçüde etkilemiş olduğu düşünüldüğü gibi dişi ve lezbiyen vampirlerin prototipini oluşturduğu da söylenir. Hikâyede Carmilla’nın vampir olduğu anlaşılır ve kanla dolu tabutu içinde göğsüne kazık saplanır, kafası kesilir ve yakılır.



20. Bram Stoker’ın Dracula’sı (1897) vampir mitolojisinde önemli bir etki olarak yerini korumaktadır ve asla baskıdan kalkmamıştır. Kimi akademisyenler bunun açık bir Hristiyan alegorisi olduğunu söylerken kimileri Victoria dönemindeki bastırılmış psiko-seksüel endişeleri yansıttığını söyler.



21. Pek çok efsaneye göre biri vampir olduğundan şüphe edilen biri tarafından ısırılırsa yakılmış bir vampirin küllerini içmelidir. Vampir saldırılarından korunmak içnse ekmeği vampir kanına bulayarak onu yemelidir.



22. Eşiklerin tarihî anlamda önemli bir sembolik değeri vardır ve bir vampir davet edilmediği sürece eşiklerden geçemez. Eşiklerle vampirler arasındaki ilgi, suç ortaklığı ve izinle alakalı bir olgu gibi görünmektedir. Kötülere bir defa izin verildiği takdirde kötülük tekrar tekrar o eşikten içeri girebilir.



23. Hristiyanlık öncesi vampirleri geri püskürtme yöntemleri arasında sarımsak, akdiken dalları, üvez ağacı (daha sonraları haç yapmak için kullanıldı), tohum dökme, ateş, mezar kazıcının küreğiyle baş kesme, tuz (korunma ve saflıkla bağlantılandırılırdı), demir, çan, horoz ötmesi, nane şekeri, akan su ve vampir olduğundan şüphelenilen birini dört yol ağzına gömme de vardı. Cesetlerin yüzü toprağın iç kısmına gelecek şekilde gömme gibi bir durum da vardı. Bu sayede vampirlerin çıkmak için yanlış yöne doğru kazı yapacakları ve toprağın içinde kaybolacaklarına inanılıyordu.



24. Hristiyanlığın yayılmasının ardından bu yöntemler arasına kutsal su, haç, aşai rabbani ayini ekmeği de katıldı. Bu metodlar çoğunlukla vampir için ölümcül olmuyordu ve etkinlikleri kullanan kişinin inancına göre değişiyordu.



25. Geleneksel bir vampir püskürtücü olan sarımsak, 2,000 seneden fazla bir süredir bir korunma yöntemi olarak kullanılmaktadır. Antik Mısırlılar sarımsağın tanrının bir hediyesi olduğuna, Roma askerleri kendilerine cesaret verdiğine, denizciler geminin batmasını engellediğine ve Alman madenciler onlar yeraltındayken kötü ruhlardan uzak tuttuğuna inanırlardı. Pek çok kültürde gelinler korunmak içn gelinliklerinin altında sarımsak taşırlardı ve sarımsak dişleri insanları çeşitli hastalıklardan korumak için kullanılıyordu. Günümüz bilim adamları da sarımsaktaki yağın, alisinin, oldukça etkili bir antibiyotik olduğunu söylüyor.



26. Güneş ışığının vampirleri öldürebileceği düşüncesi, 1950’lerde Filipinler’deki batıl inançlı gerillaları korkutmak için Amerikan hükümeti tarafından başlatılmış olabilecek modern bir uydurma gibidir. Güneş ışığını bir vampir bir başka vampiri öldürmek için kullanabileceği gibi (Ann Rice’ın popüler romanı Vampirle Görüşme’de olduğu gibi) Lord Ruthven ve Varney de güneş ışığında yürüyebilen vampirler olduğunu gösteriyor.



27. Vampirlerin tabutta uyuması gerektiği efsanesi, büyük olasılıkla cesetlerin mezarlarında ya da tabutlarında aniden doğrulup oturduklarını anlatan mezar kazıcılar ve cenaze levazımcılarından çıkmıştır. Bu ürkütücü fenomen çürüme evresinden kaynaklanıyor olabilir.



28. Kimi efsanelere göre vampirler, eski eşleriyle cinsel birliktelik yaşayabilirler ve bunun sonucunda da hamilelik durumu ortaya çıkabilir. Aslında bu inanç, bekar kalması beklenilen bir dulun nasıl hamile kaldığını da açıklayabilecek türdendir. Ortaya çıkan çocuğa Bulgarca gloglave (glog) ya da Türkçe vampir adı verilir. Ancak afaroz edilmek yerine çocuk vampirleri öldürme yeteneğine sahip olan bir kahraman olarak görülür.



29. Stephanie Meyers’ın yazdığı Alacakaranlık kitap serisi (Alacakaranlık, Yeni Ay, Tutulma, Şafak Vakti), filme gidenler arttıkça daha popüler bir hâl aldı. Meyers, vampir mitolojisi konusunda bir araştırma yapmadığını itiraf ediyor. Aslında onun vampirleri pek çok açıdan gelenekleri bozuyor. Örneğin sarımsak, kutsal şeyler ya da güneş ışığı onlara zarar vermiyor. Bazı eleştirmenler, gençlerdeki cinsel gerilimi ve dışlanmışlık duygusunu yakalayabildiği için kitabı övüyor.



30. Hollywood vampirleri ve edebiyattaki vampirler, folklorik vampirlerden ayrılık gösteriyor. Örneğin Hollywood vampirleri genelde solgun, aristokrat, çok yaşlı, kendi topraklarına ihtiyaç duyan, doğa üstü denilebilecek derecede güzel ve vampir olabilmek için ısırılması gereken karakterler olarak gösteriliyor. Buna karşılık olarak folklorik vampirler (Bram Stoker’dan önce) genellikle sıradan ve yakın zamanda ölmüş kimselerdir. İlk olarak biçimsiz kan torbaları olarak görünürler, kendi topraklarına ihtiyaç duymazlar ve sıklıkla göğüslerine kazık saplanarak ya da saplanmadan ölüdürülürler.



31. Folklorik vampirler yalnızca ısırıkla vampir olmazlar. Bir zamanlar kurt adamlarsa, büyücülük yaptılarsa, aforoz edilmişlerse, intihar etmişlerse, yasaklı çiftlerin gayri meşru çocuklarılarsa ya da vaftiz edilmeden ölmüşlerse de vampir olabilirler. Bunun yanı sıra kurtların öldürdüğü bir koyunun etinden yiyen, yedinci çocuk olarak doğan, bir vampirin beğendiği hamile bir kadının çocuğu olan, gömülmemiş bir cesedin üzerinden geçmiş bir rahibe olan, dişli doğan ya da gömülmeden cesetleri üzerinden bir kedi atlayan herkes vampire dönüşebilir.



32. Vampir folklöründe vampirler öncelikle kemikleri olmayan yumuşak ve belirsiz bir biçim olarak görünürler. “Kırmızı parlak gözleri ve kan emmek için yüzünde burnu yerine bulunan keskin uzvuyla ‘bir kan çuvalıydı’. 40 gün yaşayabilse kemikleri ve bir bedeni olur, daha tehlikeli, öldürülmesi zor bir hâl alırdı.”



33. Bir vampiri tanımlamak için kan içme özelliği yeterli olmasa da akıl almaz bir şey olduğu kesindir. Kimi kültürlerde kurbanın kanını içmek içene kurbanın kuvvetini verebilir, bir hayvanın özelliğini almasını sağlayabilir ve hatta bir kadını daha doğrugan hâle getirebilir. Aynı zamanda kırmızı renk de pek çok vampir ritüelinde bulunmaktadır.



34. Bazı vampir öykülerinde vampirler evlenebilir; kasaplık, berberlik ya da terzilik gibi vampirlere uygun işler bulabilecekleri bir başka kente taşınabilirler. Kasap olabilmeleri durumu, kasapların ‘kurbancı’ soyundan geldiği analojisine dayanıyor olabilir.



35. Balkanlarda belli bölgeler balkabağı ya da karpuz gibi meyvelerin on günden fazla dışarıda kalması ya da yeni yılda tüketilmemesi durumlarında vampire dönüşebileceklerine inanır. Vampir balkabakları ya da karpuzlardan dişleri olmadığı için genelde korkulmazdı. Meyvelerin üzerinde görülen kan da buna istinaden vampire dönüşebileceğine dair bir işaret olarak algılanır.



36. Denizkızları da vampire dönüşebilir ancak onlar kurbanlarının kanını değil nefeslerini emer.



37. 20. yüzyılın sonuna kadarki zaman diliminde vampirler hakkında 300’den fazla film yapıldı ve bunun yüzden fazlasında Dracula vardı. 1,000’den fazla vampir romanı çıkartıldı ve bunların çoğunun basımı son 25 sene içerisinde gerçekleşti.



38. Son yıllarda çocuk edebiyatının en popüler vampiri, vejetaryen bir vampir olarak mutlu biçimde hayatını sürdüren sevimli tavşan Bunnicula’dır.



39. Bazı tarihçiler Prens Charles’ın doğrudan Dracula’nın oğlu olan Kazıklı Voyvoda’nın soyundan geldiğini söylemektedir.



40. Vampir mitolojisinde yakın zamandan en iyi bilinen gelişme Buffy the Vampire Slayer ve ‘yan-ürünü’ Angel’la olmuştur. Buffy, vampirizmi genç bir vampir avcısının oldukça gerçekçi, yirminci yüzyıl dünyasından anlatarak modernize ettiği için ilginç gelir. Buffy rolündeki Sarah Michelle Gellar, arkadaşlarıyla vampirlerin peşinden koşar. Dikkat çekmesinin bir diğer sebebi de, akademik çevrelerde ‘Buff Araştırmaları’ diye bir şeyin oluşmasına sebep olmasıdır.