GÜNEŞ72
Hayata Dair Herşey..
12 Mart 2015 Perşembe
Liderlik hakkında: Hakikat yaygara yapmaz, sakindir
En ucuz liderlik dersi yazımda hayatımda beni en çok etkileyen anahtar gözlemlerimden birini yazmıştım. Ucuz bir dersti çünkü sadece izleyici olarak bu dersi almıştım.
Bir şahıs olarak beni çok etkileyen bir lider açık farkla Meg Whitman‘dir.
Kendisi eBay’in efsane patroniçesidir. 10 senede eBay’i bir eTicaret devi yaptıktan sonra ayrılmış, Kaliforniya eyaleti vali adayı olmuş ve kazanamamıştır (bence Kaliforniya eyaleti neyi kaçırdığının farkında değil). Bugün ise Hewlett Packard‘ın (HP) CEO’sudur. Sayısız ödül kazanmıştır. Son derece parlak bir hitap yeteneğine sahiptir. Yılbaşı vesilesiyle yaptığı en ufak konuşma bile tüylerinizin diken diken olmasına yeter. Hele ufak gruplara yaptığı konuşmalar, herkesi onun peşinden sürüklerdi.
Diğer tarafta tam bir demir leydi‘ydi. 2006’da bir sunumda kokain örneğini kullanan bir direktörün önce canını okumuştu, sonra üç ay toplantılara çağırmamıştı. Size belki garip geliyor ama inandığını ölümüne savunabilen biriydi. Onunla yemekler hem bir stres hemde bir zevk kaynağı oluyordu. İki kuralı vardı: bir, masada tek bir kişi konuşur ve herkes onu dinlerdi (bu Meg değildi. Konuşan dinlenilirdi). İki, yemek başlarken herkes masada kimsenin bilmediği bir hikaye anlatmak zorundaydı. İlk defa bu yemeklere katıldığınızda, bu çok kolaydı. Genelde bu yemekler 10-12 kişilikti. Ama bir iki sene sonra iki gün öncesinden yemekte ne anlatacagınızı düşünmeye başlardınız.
Bu kadar uzun bir giriş yaptım, heyecanıma verin. Meg’in karizması seneler sonra da olsa, etkisini devam ettiriyor…
Uzun bir süre çalıştığım konuların bir bölümünün onayı doğrudan Meg’e bağlı olunca, onu daha yakından tanımaya imkan bulmuştum. İlk derslerimi sadece onu izleyerek alıyordum. Meg günlük hayatın detaylarına girmezdi. Bundan sorumlu müdürlerle haftada veya ayda bir konuşurdu ve herşey iyi gidiyorsa, müdahale etmezdi. Sadece varlığıyla tüm işlerin doğru yöne akmasını sağlardı. Bunun ne kadar değerli bir kabiliyet olduğunu tüm liderlik ekibi kısa zamanda kavramıştı. İşler iyi gitmediğinde ise sahaya inmeyi çok iyi bilirdi. Bir konuya taktığı zaman da tüm detayların içine dalabilirdi.
Bu ve buna benzer huylarını ve davranışlarını izleyerek görebiliyorduk. Bir gün yemeklerden birinde ona en kuvvetli tarafının ne oldugunu sormuştum. O da en büyük kararları verirken elinin titremediğini söylemişti: “bir şirketin en yalnız insanı CEO’dur” diyerek hikayesine başlamıştı… “Etrafında hep insan vardır ama alınması gereken karar ne kadar büyürse, o kadar yalnız kalır. Herkesi dinler ama o kararı kendisinin vermesi gerekir. İşte iyi CEO olmanın yolu buradan geçiyor. Kararı alırken, o son dakikada, benim elim titremez” demişti. Liderlik vasfı olmayan insanlar bu dönemlerde panik atak geçirir, gözüne uyku girmez veya liderlik göstermeleri gereken ortamlardan kaçmaya başlarlar diye eklemişti.
Bu sohbet bana seneler sonra da karşımdaki insanların liderlik vasıflarını sorgularken, rehber gibi zihnime kazınmıştır. Benimle beraber çalışmış olanlar da eminim yukarıda yazdıklarımı ne kadar benimsediğimi rahatlıkla söyleyeceklerdir.
***
Liderlik konusunun üstünde bu kadar durmamın asıl sebebi, girişimcilik ve liderliğin bir birine çok yakın olmaları. Hatta birbirlerini tamamlayıcı iki unsur olmalarından. Girişimci olmak hergün karar vermek anlamına geliyor. Girişimci olmak gece gündüz farketmeden kafanızın dolu olması demek. Bunlar ve daha nice örneği aldınızda, çıkış kapısının liderlik olduğunu göreceksiniz.
En korkusuz girişimciler, bu konu hakkında en az konuşanlar oluyor. Hiç dikkat ettiniz mi? “Korkunun ecele faydası yok” veya benzeri atasözleri kullananlar aslında en korkaklar oluyor.Doğru karar verenlerin arkasından “zaten ben biliyordum” diyebilenler. Eğer karar yanlış karar olarak algılanıyorsa, arkanızdan en çok konuşan adam pozisyonu kapabilen. Aklınıza bu satırları okuduğunuzda birileri geliyorsa, tavsiyem onlarla hemen ilişkinizi derhal kesmeniz.
Benim gördüğüm en kuvvetli liderler kendi haklarında okuduklarına inanmayan (mesela Naspers’ın eski CEO’su Koos Bekker’in çok güzel bir lafı vardı: “Don’t believe your own PR” diye) ve başkalarının yüzlerine söylemediklerini ciddiye almayanlardı. Ama biri karşısına geçip, en acımasız eleştiriyi bile paylaşınca, sonuna kadar dinleyen ve bu kişiyi el üstünde tutabilenlerdi.
Şahsen en inandığım değerlerden biriyse, doğruların er geç ortaya çıkması. Kim ne yaptı, kim kurdu, kim neden ayrıldı, geçin bunları dostlar. Konuşmaya değmez, er geç doğrusu ortaya çıkacak. Çıkarılacak. En ses çıkartılan dönemler eğlencenin dönemleri ama hakikat su üstüne çıkmaya başladığında, sessizliğin ne kadar hakim olduğunu anımsar mısınız? Çünkü hakikat yaygara yapmaz, sakindir.
***
“Truth is like the sun. You can shut it out for a time, but it ain’t going away.” Elvis Presley
http://www.sinaafra.com sitesinden alıntıdır..
Goodyear elektrik şarj istasyonlarını unutturacak
Goodyear’ın geliştirdiği yeni BH03 lastikleri sürüş esnasında elektrik üretiyor.
Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda Goodyear’ın tanıttığı BH03 adı verilen yeni lastik, hem güneş enerjisinden hem de sürüş esnasında içerisinde biriken ısıdan elektrik enerjisine dönüştürüyor.
BH03 lastiği, iki farklı yolla elektirik üretiyor. Bu yollardan bir tanesi, lastiğin yüzeyindeki siyah bantlar ile araç park halindeyken güneş ışınlarının toplanarak elektrik enerjisine dönüştürülmesi. Diğer yol ise aracın hareket halindeyken sürtünme ile oluşan ısının lastiğin içerisinde toplanarak elektriğe çevrilmesi.
Şimdiye kadar üretilmiş hiçbir lastiğe benzemeyen BH03, araba hareketsizken güneş ışınlarını, hareket halindeyken sürtünme kuvvetini kullanabilen sensörlere sahip. Bu sensörler istenildiği anda bataryalara enerji gönderebilmek üzere aktif hale getirilebiliyor.
Goodyear’ın lastiği şimdilik konsept çalışması olarak karşımıza çıkıyor. Nasıl bir teknolojiyle üretileceğinin bilinmemesinden dolayı, lastiğin ne kadar sürede mağazalardaki yerini alacağı şimdilik bilinmiyor.
Ayrıca, şirket Triple Tube adı verilen bir ikinci konsep daha açıkladı. Bunun ile yol koşullarına göre uyum sağlayan üç ayrı iç lastiği kullanılıyor
10 Mart 2015 Salı
ARTIK KENDİ ENERJİMİZİ İSTEDİĞİMİZ YERE TAŞIYABİLİRİZ..
Kalipak isimli enerji seti, güneş enerjisini sırtlayıp her yere taşımamıza olanak veriyor. Kalipak Kickstarter’da rekora koşuyor.
Kicstarter’da 169 bin dolar destek alan Kalipak bir sırt çantasından daha büyük değil ve son derece kolay kurulumuyla tatilde ya da acil durumlarda, hatta isterseniz evinizde rahatlıkla güneş enerjisinden faydalanmanızı sağlıyor. Günümüzde enerjisiz kalmanın tamamen iletişimi koparabileceğini savunan Kalipak Energy Jenerator, evler için kullanılan dev jeneratörlere bile kafa tutacak derecede enerji sağlayabiliyor. Güneş enerjisi panelleriyle kendini hızla şarj edebilen Kalipak’ı güneşli bir kış gününde bile yüzde 90 şarj etmek mümkün olabiliyor.
Arama kurtarma çalışmalarında, kamplarda, açık alan çalışmalarında rahatlıkla kurulup kullanılabilen Kalipak’ın şarj özellikleri de rakip tanımıyor. Tamamen dolu bir Kalipak cihazıyla bir iPhone’u 96, Samsung Galaxy S5’i 62, Apple MacBook Air’i 17 kere tam şarj edebiliyorsunuz. Elektronik cihazların yanı sıra Kalipak 3 Watlık bir LED ampulü 200 saat, 10 Watlık bir projektörü 60 saat hiç durmaksızın kullanmanızı sağlıyor.
Blog Hayatına Devam Etmek..
Ve işte yine aranızdayım bazen yaptığımız iyi şeyleri devam etirmek gerekiyor blog yazısı yazmak ta hayatımda yaptığım iyi şeylerden biri olarak düşünüyorum ve devam edecem yazmaya elimden geldiğince.Kendim makine mühendisi olduğum için daha çok bilimle ilgili paylaşımlar da bulunurum.Bazen de başka konulara kayabilirim.Beni izlemeye devam edin..
6 Haziran 2013 Perşembe
EĞİTİM HAYATININ SONUNA GELDİK..
Evet 4 senenin sonuna geldik.Acısıyla ,tatlısıyla ,eğlencesiyle, sevdiklerimle,sevmediklerimle bir dönemin sonuna geldim.Çok yoruldum bu 4 sene boyunca ama güzeldi üniversite hayatı genel itibarıyla.Çeşit çeşit insanlar görüyor insan , değişik değişik fikirlerle karşılaşıyorsun ve bunları hepsinide en güzel şekilde hoşgörü içinde karşılıyorsun .Üniversite bana çok şey kattı buna inanıyorum beni çok olgunlaştırdı adete dünyaya açılan kapım oldu.İyi ki okumuşum ve iki de istediğim bölümü okudum ve bitirdim.En güzel sevdalarımı da burda yaşadım sevgiyi ,aşkı , kederi burda gördüm umarım bu yazıyı okuyanlarda görür ve sonunda mutlu olurlar benim gibi sevgiyle kalın ,saygıyla kalınn..
25 Mayıs 2013 Cumartesi
Yine sınavlar yaklaştı
Malumunuz yine bir sınav haftasının kapılarını aralamak üzereyiz kim bilir belki de bu benim hayatımdaki son sınav haftam olur umarım bütün dersleri sıkıntısız geçer ve muhendis olmaya bir adım daha yaklaşırım :)
22 Mayıs 2013 Çarşamba
Öylesine yazmak
Bazen sıkılırsınız ve bütün hayat sanki size küsmüş, sıkılmış bir his uyanır içinizde sonra birşeyler olur ve o can sıkıntınız geçer hele özellikle can sıkıntınızı geçiren seevdiğiniz bir kişiyse o zaman sizden mutlu insan yok demektir.Umarım sizinde her can sıkıntınızda yanıbaşınızda duran sevdiğiniz , dostlarınız ,arkadaşlarınız olur...
21 Mayıs 2013 Salı
EY SEVGİLİ
Ey Sevgili neden gidersin uzaklara
Ey Sevgili neden küsersin bu abdala
Ey Sevgili neden bakmasın bana
Ey Sevgili yoksa sen sevgilim değilmisin?
Ey Sevgili neden küsersin bu abdala
Ey Sevgili neden bakmasın bana
Ey Sevgili yoksa sen sevgilim değilmisin?
20 Mayıs 2013 Pazartesi
Sanane?
Birçoğumuzun başından bu olay geçmiştir.Nerelisin sorusu ve akabinde gelen saçma sorular ve ötekileşme söylemi.Ya sanane benim nereli olduğumdan benim yaptıklarıma bak sen doğduğum , geldiğim yerden sanane .Beni niye doğduğum yerle kıyaslama ihtiyacı duyuyorsun ki.Seni ilgilendiriyor mu benim doğduğum yerdeki büyüdüğüm yerdeki yaşadıklarım bence ilgilendirmiyor tek maksat kötülemek.Hele bir de doğduğunuz yerin bir ismi çıkmışsa vay halinize sizi doğduğunuza pişman ederler.Çok bilmişler.Sen de yürek olsaydı da benim yaşadığım zorlukları sende yaşasaydın o zaman anlardın niye sana söylediğim sanane lafını.
19 Mayıs 2013 Pazar
GENÇLİK BAYRAMI
19 Mayıs gençlik bayramının gençlerin özgürce düşüncelerini söyleyebileceği , özgürce spor yapabileceği ve özgürce anmak istediklerini anmak dileğiyle kutlu olsun...
SEVMEK GEREK
Sevmek gerek mutlu olmak için,
Yanmak gerek sönmek için,
Gitmek gerek değerlenmek için,
Ağlamak gerek gülebilemk için...
Yanmak gerek sönmek için,
Gitmek gerek değerlenmek için,
Ağlamak gerek gülebilemk için...
18 Mayıs 2013 Cumartesi
Tepki
Hatırlanacağı üzere diyecem ama mallesef birçoğumuz balık hafızalı yapılmaya çalışıldığımız için çabuk unuturuyorlar bize.Hatay reyhanlıda resmi rakamlara göre 52 kardeşimiz bomba yığınlarının arasında can verdi ve malessef Türkiye bu duruma hiç bir şey olmamış gibi sesiz sedasız kaldı.Ülkeyi yönetenler hemen soluğu tabi abd de aldılar akıl hocalarının yanına gittiler ne öğüt yada ne vaad edilecekse artık:Gerçekten olanlara akıl erdiremiyorum.Acaba neden ?Yeryüzünde insanlar için o kadar geniş topraklar varken ve dünya üzerinde herkese yetecek ürünler varken neden başkasının malında , toprağında insanın gözü olur.Bir insan hayatı o kadar basit mi?Canı onlar mı veriyor ki onlar almaya çalışıyor.Susak olmuyor konuşsak susturuluyoruz neden bu kadar insanlar birbirini çekemez hale geldiler.Ya bırakın Allah aşkına insanlar istedikeleri yerde istedikleri gibi yaşasınlar ne hakınız var başkasının ekmeğini elinden almaya.Çok mu iyi oluyor yeryüzündeki savaşlar milyonlarca insan açlıktan , sefilikten ölüyor çok mu hoşunuza gidiyor.Yazık değilmi biraz rasyonel düşeniyor mu bu savaşları başlatanlar.Şunu unutmasınlar ki birisinin canını yakarsanız elbet sizin de canının bir gün yanar ...
29 Nisan 2012 Pazar
ıspartada hayat
Of ıspatta artık çekilmiyorsun çekip gitmek gerk sendenden yalnızlığı başka şehirlerdede armak gerk sen yeterince boğdun bizi ısparta en güzel yıllarımı sende harcadım Isparta doymadınmı bitmez bu çileye son vermezmisin artık neden hep acı bırakıyorsun bende ey Isparta yokmu seninde insanlarına sunacağın bir güzeliğin ne gidilecek bir yerin var ne derman olacağın insanların var Isparta yetmezmi bu kadar bu gariban öğrenci ve askerlere çektirdiğin hadi özgür bırak bizi bak biz bıktık senden sende bırak bizi mutlu mesut ayrılalım hiç görüşmemek üzere..
Hayata Dair
hayat devam ederken ömürmüzden bazen düşünüp ağlarken geçmişe ait hüzünlere nedense hep ertelemişizdir gelecek günleri hep geçmişe takılıp gidiyoruz hayat yolunda oysa önümüzde nice güzel günler varken.Size tavsiyem şimdi nefes alıyorken hayatın tadını çıkarmaya çalışın nasılolsa birgün hepimiz ölecek ve bu dünyada ne yaptığımız çokta kimsenin umrunda olmayacak varyansın onlar düşünsün siz hayatın tadını çıkarın zaten hayat üzerine yeterince kafa yoran insanlar çok siz boşverin hayatın tadını çıkarınn..
23 Nisan 2011 Cumartesi
12 Mart 2011 Cumartesi
SolidWorks 2011 nasıl kurulur?
SolidWorks 2011 nasıl kurulur?
Kuruluma başlamadan önce internet bağlantınızı kesinizBireysel Kullanıcıyı seçip ilerliyoruz
Çıkan yeni pencerede seri numalarını giriyoruz ve Sonraki butonuna tıklayarak ilerliyoruz.
Eğer Lisanslı kullanıcı iseniz Solidworks ün service pack güncellemerinden faydalanmak için Arkaplan indiricisini aktif hale getirebilirsiniz, lisanssız kullanıcı iseniz arkaplan indiricisini kullanmayın konumunda bırakarak Şimdi Kur a tıklayınız
Seçenekleri isteiğinize göre seçip kurlum işlemini bitirmiş bulunuyoruz. Programı başlatmadan önce programı ilaçlama işlemine geçiyoruz
ilaçlama yapmak için gerekli olan dosyaları kopyalıyoruz
kopyaladığımız dosyaları C:\Program Files\SolidWorks Corp\SolidWorks\setup\i386 klasörüne yapıştırıyoruz
Tüm değişikleri onaylıyoruz ve ilaçlama işlemini başarıyla gerçekleştirmiş oluyoruz.
Kurulum işlemi win7 32bit sisteme yapılmıştır ve yukarıdaki adımları atlamadan yaparsanız herhangi bir sorunla karşılaşmadan kurulum işlemini yapmış olursunuz
sibermühendislik ten alıntıdır..
Dünya’yı, Bu Patlama Yok Etti!
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, bilim adamları da bilimi her gün bir adım daha ileriye götürmeyi başarıyor. Bilim adamları gerçekleştirdiği yeni araştırması ile birlikte, dünyanın karanlık zamanlarındaki bir gerçeği daha gün yüzüne çıkartmayı başardı. Dünyanın Pangea olarak adlandırdığı dönemde bir felaket yaşandığı düşünülürken; bu felaket ile birlikte denizde yaşayan canlıların %95’inin, karasal canlıların ise %70’inin yok olduğudüşünülüyor.
Dünyanın Pangea olarak adlandırıldığı dönem bundan 250 milyon yıl öncesine denk gelirken, bu felaketin bir volkanik patlama olduğu düşünülüyor. Dünya’nın gördüğü en büyük volkanik patlama, yer kabuğunun tabakalarındaki kömürlere kadar ulaşıp kömürlerinde alevlenmesine sebep oldu.
4 Mart 2011 Cuma
11 Aralık 2010 Cumartesi
2 Aralık 2010 Perşembe
30 Kasım 2010 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)